Çağrı Hattı

Telefon: +90 (392) 366 50 85

Whatsapp: +90 (533) 874 55 62

Çalışma Saatleri

Hafta içi: 08:00 - 18:00

Cumartesi: 08:00 - 14:00

7 24
Acil Servis

Acil Servisimiz 7 gün 24 saat hizmetinizde!

Poliklinik

24

Teşhis Bölümü

23

Çalışan Sayısı

170 +

Mutlu Hasta

300000 +

Renkli Doppler

renkli doppler ultrason 2Yüksek frekanslı ses dalgalarının kan damarları içerisinde bulunan kan hücrelerine çarparak geri yansımasıdır. Radyasyon içermeden, hamilelik dışında da bazı hastalıkların takibi için tercih edilebilen renkli doppler ultrasound damarlardaki kanın akış yönüne ve hızına dair güvenilir sonuçlar elde etmeye yardımcı olmaktadır. Bebeğin göbek kordonunda yer alan umblikal damarların incelenmesi için yapılmaktadır. Bununla birlikte kalp, rahim ve beyin damarları da renkli doppler ultrasound sayesinde incelenebilmektedir. Bilinen bir yan etkisi bulunmamaktadır ve gebeliğin her evresinde istenen bir ultrasound yöntemi değildir. Uygulama, kanın akış yönü ve damarlar aracılığıyla gerçekleştiği için damarların henüz istenen belirginliğe ulaşmadığı gebeliğin ilk dönemlerinde yapılmamaktadır.

Renkli Doppler Ultrason Nasıl Yapılır?

Doppler ultrasound çekimi için özel bir hazırlık süreci bulunmamaktadır. Hasta muayene masasına uzanır, doktor tarafından sürünen jel ve prob yardımıyla çekim başlar. Bu sırada ekran üzerinde kırmızı ve mavi renkler belirir. Renkler, damarlardaki kanın hızını ve akış yönünü göstermektedir. Bu nedenle özellikle renkli doppler ultrasound nedir sorusunun yanıtı için tanısal evrede önemli bir araç yanıtını vermek mümkündür.

Renkli Doppler Ultrasonunun Kullanım Alanları:

  • Vücudumuzun pek çok bölgesindeki toplardamar ve atardamar hastalıklarının tespitinde tercih edilen renkli doppler ultrason;

  • Gebelik sürecinde fetüs gelişiminin ve anomalinin tespiti,

  • Extremite damarların (kol ve bacak damarları) incelenmesi (damar tıkanıklığı ve varis için),

  • Böbrek damarlarının incelenmesi,

  • Boyun damarları olarak bilinen karotis ve vertebrel arterlerin incelenmesi

  • Genital organlarda meydana gelen tümör veya kitlelerin, erektil disfonksiyon bozukluklarının (penil doppler çekimi) tespiti,

  • Karaciğer bozukluklarında damarların incelenmesi gibi bir çok alanda kullanılmaktadır.

Renkli Doppler Ultrason Gebelikte Neden Yapılır?

Gebelik sürecinde renkli doppler incelemesinin yapılmasının temel nedeni fetüste gelişme geriliği ve olası bir anomali durumunun erken süreçte tespitinin sağlanmasıdır. Hamilelikte renkli doppler ultrason tercihinin başlıca nedenleri;

  • Rahim içi gelişme geriliğinin (UIGR) saptanması,

  • Gebelikte Preeklampsi, Eklampsi ve Hellp gibi tansiyona bağlı durumların değerlendirilmesi,

  • Fetusta olası bir anomali veya hastalık şüphesi,

  • Birden fazla bebek bekleyen ailelerde bebeklerin eşit durumda gelişmemesi durumunun incelenmesi,

  • Kalp ritmi bozuklukları (aritmiler),

  • Annedeki olası bir kalp-damar hastalığı,

  • Bir önceki gebelikte fetüsteki bir gelişme geriliği ile karşı karşıya kalmış olmak,

  • Bir önceki gebelikte preeklampsi, eklampsi veya hellp gibi bir durumla karşı karşıya kalmış olmak.

Renkli Doppler Kaçıncı Haftada Yapılır?

Bebek bekleyen pek çok ailede olduğu renkli doppler ultrasound nedir sorusunun yanıtını arayan, bebeğinin net görüntülerini elde etmek isteyen ailelerde de ultrasound oldukça önemli bir incelemedir.

 Renkli doppler incelemesi;

  • 12. Haftada bebeğin karnındaki Duktus Venozus isimli damarı değerlendirmek için (erken anomali tespitinde önemlidir)

  • Çoğu gebeliklerde bebeklerin gelişim durumuna göre mükerrer istenebilir,

  • >25 haftada bebekte gelişim geriliği tespit edilirse, kadın doğum uzmanının tespitine göre herhangi bir haftada istenebilir

  • 3. Trimestırda, bebek hareketleri hissedilmiyorsa ya da NST tastinde anormal bulgu varsa yapılabilmektedir.

 

Röntgen

rontgenRöntgen (x-ray), vücudunuzdaki yapıların, özellikle de kemiklerin görüntülenmesini sağlayan hızlı ve kolay uygulanabilen bir yöntemdir.

Röntgen ışınları vücudunuzdan geçebilir. Ancak, içinden geçtikleri materyalin yoğunluğuna bağlı olarak emilirler. Kemik ve metal gibi yoğun materyaller, röntgen filmlerinde beyaz görünür. Ciğerlerdeki hava siyah görünür. Yağ ve kas gri tonlarında görünür.

Bazı röntgen yöntemlerinde; röntgen filmlerinde daha fazla ayrıntı elde etmek için vücuda iyot veya baryum gibi kontrast maddeler verilir. Kontrast madde, bazı kişilerde yan etkilere yol açabilir. Röntgen ışınları aynı zamanda düşük dozda radyasyona maruz kalmanızı sağlayabilir. Ancak, bu yöntemin faydaları risklerinden çok daha fazladır.

Neden Yapılır?

Röntgen teknolojisi vücudun birçok bölümünü incelemede kullanılır.

Kemikler ve dişler

Kırıklar ve enfeksiyonlar. Kemiklerdeki ve dişlerdeki kırıklar ve enfeksiyonlar, birçok durumda röntgen filmlerinde açıkça görünür.
Artrit. Eklemlerinizin röntgen filmleri, artrit belirtilerini ortaya koyabilir. Yıllar boyunca çekilen röntgen filmleri, doktorunuzun, artritin kötüleşip kötüleşmediğini belirlemesine yardımcı olabilir.

Diş çürümesi. Diş hekimleri, dişlerdeki çürükleri kontrol etmek üzere röntgen kullanır.

Osteoporoz. Özel röntgen testi türleri kemiklerinizin yoğunluğunu ölçebilir. (Kemik dansitometresi)

Kemik kanseri. Röntgen aynı zamanda kemiklerinizdeki tümörleri gösterebilir.

Göğüs / Akciğer

Akciğer enfeksiyonları veya sorunları. Zatürre, tüberküloz veya akciğer kanseri gibi sorunların belirtileri göğüs röntgenlerinde görülebilir.
Meme kanseri. Mamografi, meme dokusunu incelemek üzere kullanılan özel bir röntgen türüdür.

Kalp büyümesi gibi kalp ve mediastendeki ……. Ait patolojiler görüntülenebilir.

Damar tıkanması. İyot içeren bir kontrast madde verilmesi, dolaşım sisteminin kesitlerini röntgen filminde görülebilecek şekilde aydınlatmaya yardımcı olabilir.

Karın

Sindirim sistemi problemleri. Bir içecek veya lavman ile verilen kontrast madde olan baryum, sindirim sisteminin herhangi bir yerindeki problemleri görüntülemeye yardımcı olabilir.

Yutulan nesneler. Çocuğunuz bir anahtar veya bozuk para gibi bir şey yuttuğu takdirde, röntgen filmi; söz konusu nesnenin yerini gösterebilir.
Riskler: Radyasyona maruz kalma

Yüksek dozda radyasyona maruz kalmak, kansere yol açabilecek hücre mutasyonlarına sebep olabileceğinden, röntgenin güvenli olmadığından endişe edebilirsiniz. Ancak, röntgen filmi çekilirken maruz kaldığınız radyasyon miktarı çok az olduğundan, vücudunuzdaki hücrelere zarar gelme riski son derece düşüktür.

Bununla beraber, hamileyseniz veya hamile olabileceğinizden şüpheleniyorsanız, röntgen çektirmeden önce doktorunuzu bilgilendirin. Teşhis amaçlı birçok röntgenin doğmamış bir bebek için oluşturduğu risk düşük olmasına rağmen, doktorunuz; beklemenin mi, yoksa ultrason gibi başka bir görüntüleme yöntemi kullanmanın mı, daha iyi olduğuna karar verebilir.

Kontrast madde

Bazı kişilerde; kontrast madde verilmesi aşağıdaki gibi yan etkilere yol açabilir:

  • Sıcaklık veya kızarma hissi

  • Ağızda demir tadı

  • Denge kaybı

  • Bulantı

  • Kaşıntı

  • Ürtiker

Nadiren, kontrast maddeye karşı aşağıdaki gibi şiddetli tepkiler görülür:

  • Ciddi derecede düşük tansiyon

  • Anafilaktik şok

  • Kalp krizi

Nasıl Hazırlanılır?

Farklı röntgen türleri, farklı hazırlıklar gerektirir. Ayrıntılı bilgi için doktorunuza veya hemşirenize danışın.

Ne giyilmeli?

Genellikle, vücudun muayene edilmesi gereken bölümündeki giysiler çıkarılır. Muayene esnasında, hangi alanın röntgen filminin çekildiğine bağlı olarak bir hastane elbisesi giyilebilir. Aynı zamanda takıların, gözlüklerin ve röntgen filminin görüntüsünü bozabilecek herhangi bir metal nesnenin çıkartılması istenebilir; zira bu nesneler, röntgen filminde görünür.

Kontrast madde

Bazı röntgen türlerinde; çekimden önce, kontrast madde adlı bir sıvı verilir. Baryum ve iyot gibi kontrast maddeler, vücudun belirli bir bölümünü röntgen filminde vurgulamaya yardımcı olur. Kontrast madde; ağız, enjeksiyon veya lavman yoluyla alınabilir.

Neler Yaşayacaksınız

Röntgen filmi çekilirken

Röntgen filmleri; röntgen cihazı bulunan birçok doktor muayenehanesinde, diş hekimi muayenehanelerinde, acil servislerde ve hastanelerde çekilir. Makine, vücuttan geçen güvenli bir seviyede radyasyon patlaması oluşturur ve görüntüyü, bir film veya özel bir plaka üzerine kaydeder. Vücudunuzdan geçen röntgen ışınlarını hissetmezsiniz.

Bir teknisyen, gerekli görünümü elde edecek şekilde vücudunuzun konumunu ayarlar. Düzgün bir pozisyonda durmanızı sağlamak için yastıklar veya kum torbaları kullanabilir. Röntgen ışınlarına maruz kalma esnasında; görüntünün bulanıklaşmasını önlemek için hareketsiz kalarak nefesinizi tutmanız gerekir.

Bir röntgen prosedürü; kemik röntgeni için yalnızca birkaç dakika ya da kontrast madde kullanılan prosedürler gibi daha kapsamlı tetkikler için bir saatten uzun sürebilir.

Çocuğunuzun röntgen filminin çekilmesi

Çocuğunuzun röntgen filmi çekildiği takdirde; sabit kalmasını sağlamak için, kayışlar veya başka sabitleme teknikleri kullanılabilir. Bunlar; çocuğunuza zarar vermeyecek ve çocuğun röntgen ışınlarına maruz kalma esnasında hareket etmesi nedeniyle zorunlu olacak işlem tekrarını önleyecektir. Test esnasında çocuğunuzun yanında kalmanıza izin verilebilir. Röntgen ışınlarına maruz kalma esnasında odada kalırsanız, gereksiz maruz kalmadan korunmanız için kurşundan yapılma bir önlük giymeniz istenir.

Röntgenden sonra

Bir röntgen filmi çekildikten sonra; genellikle, normal faaliyetlerinize devam edebilirsiniz. Rutin röntgen ışınlarının genellikle yan etkileri bulunmamaktadır. Bununla beraber, röntgen çekiminden önce, kontrast madde verildiği takdirde enjeksiyon alanında ağrı, şişme veya kızarma görürseniz doktorunuzu arayın. Röntgen prosedürünüzle ilgili olarak bekleyebileceğiniz diğer belirtiler ve semptomlarla karşılaşma riskleriniz hakkında doktorunuza danışın.

Sonuçlar

Röntgenler, filmler üzerine veya bilgisayarlarda dijital olarak kaydedilir. Dijital görüntüler dakikalar içerisinde ekranda görülebilir. Genellikle bir radyoloji uzman doktoru tetkiki yorumlar ve sonuçları size açıklayacak olan doktorunuza bir rapor gönderir. Acil bir durumda röntgen sonuçlarınız birkaç dakika içerisinde doktorunuza ulaştırılabilir.

Mamografi

MamografiDüşük doz X-ışını kullanarak görüntü elde edilen mamografi, memenin görüntülemesi için kullanılan en temel yöntemdir. Mamografi, tüm görüntüleme ve tanı yöntemleri içinde meme kanserini en erken saptayabilen yöntemdir. Bir nevi memenin görüntüsünü alabilen röntgen cihazı olarak açıklanabilir.

Mamografi çekiminde amaç, meme kanserinin erken evrede saptanabilmesidir. Çünkü meme kanseri ne kadar erken saptanırsa tedavisi de o kadar başarılı yürütülebilmektedir. Günümüzde bilinen standart mamografi yönteminin yanı sıra başta dijital olmak üzere farklı mamografi teknolojileriyle hizmet veriliyor.

Nasıl uygulanmaktadır?

Mamografide görüntü elde etmek için memenin görüntü dedektörü ve kompresyon plakası arasında bir miktar sıkıştırılması gerekiyor. Rutin mamografide her memenin önden ve yandan iki farklı poz görüntüsü alınıyor. Eğer şüpheli bir bulgu varsa bu alanı daha iyi görüntülemeye ve tanı koymaya yönelik ek filmler çekilmesi gerekebiliyor.

Sıkıştırmanın amacı:

  • Memenin hareket etmesini önlemek ve kaliteli görüntü elde etmek

  • Memenin kalınlığını azaltarak daha az X-ışını verilmesini sağlamak

  • Meme içinde birbiri üzerine binen dokuların açılmasını sağlayarak olası tanı hatalarını engellemek

Mamografi çekimi öncesi nelere dikkat edilmelidir?

Hasta bu durumda, sıklıkla ağrı değil sadece bir miktar basınç hissediyor. Eğer memelerde genel olarak ağrı duyuluyorsa, incelemenin adet döneminin ikinci haftasına yani kanama kesildikten sonraki hafta içine ayarlanması, rahatsızlık hissini en aza indiriyor.

Mamografi çekimine gelirken göğüs bölgesine ve koltukaltına pudra, deodorant ya da parıltılı krem gibi kozmetik maddeler uygulanmaması gerekiyor. Bu maddeler kuşkulu görüntülere yol açarak tanıda hataya neden olabiliyor.

Girişimsel Endoskopi

endoskopiSindirim sistemi hastalıklarının incelenmesinde önemli bir yöntem olan endoskopi, hastalıkların tanı, takip ve tedavisinde kullanılır. Yaklaşık 40 yıldır kullanılan bu yöntem ile birçok hastalığın erken teşhisi ve tedavisi yapılabilir. Teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak endoskopi uygulaması için kullanılan cihazların kalitesi ve çeşitliliği de artış göstermektedir. Endoskopinin başarısını etkileyen en önemli faktör, yöntemin doğru hastaya ve uzman kişiler aracılığıyla uygulanmasıdır. İşlemden yeterli performansın alınabilmesi için bu uygulama, endoskopi eğitimi alan genel cerrah doktorları ya da gastroenterologlar tarafından yapılmalıdır.

Endoskopi nedir?

Ucunda ışıklı küçük bir kamera bulunan ve endoskop adı verilen bir cihaz yardımıyla yemek borusu, mide, on iki parmak bağırsağı ve kalın bağırsağı kapsayan gastrointestinal sistemin incelenmesine olanak veren işleme endoskopi denir. Sindirim sistemi rahatsızlıklarına neden olan faktörün ortaya çıkartılmasında oldukça güvenilir ve etkin bir yöntemdir. Hastalığın teşhisinde kullanılabildiği gibi mide kanaması ve midede yer alan poliplerin alınmasında tedavi amacıyla da yaygın olarak kullanılır. İşlem sırasında herhangi bir tümör oluşumu gözlenirse kesin tanının konulabilmesi ve midede Helicobacter Pylori olarak adlandırılan bakterinin varlığının araştırılması için biyopsi alınabilir. Endoskopi; gastroskopi ve kolonoskopi olmak üzere ikiye ayrılır. Gastroskopi işleminde mide ve on iki parmak bağırsağının bir kısmı; kolonoskopi de ise kalın bağırsak ve kalın barsak ile terminal ileum değerlendirilir.

Endoskopi kimlere uygulanır?

  • Mide ağrısı şikâyeti ve kansızlık problemi olanlar

  • Yutma güçlüğü, mide ekşimesi, reflü, göğüste yanma ve inatçı bulantı kusma, ateş ve halsizlik gibi şikâyeti olanlar

  • Nedeni bilinmeyen kilo kaybı yaşayanlar, mide cerrahisi geçiren hastaların ve daha önceden endoskopi geçiren ve ilaç verilen hastaların kontrolünde

  • Ağızdan kahverengi kusma, kırmızı kan gelmesi ya da siyah dışkılaması olanlar

  • Mideye hortum takılarak beslenmek zorunda kalan hastalara mide kateteri yerleştirmek için

  • Uzun süre kabızlık çeken ve ilaçla tedaviye cevap vermeyen hastalara

  • Makatta kanamsı olanlara, ülseratif kolit ve Chrons hastalarına

  • Bağırsak duvarında anormallikler, polip, divertikül, tümör ve damarsal patolojilerin tespit edilmesinde

  • Tomografi ve ilaçlı bağırsak ile mide filmi gibi tetkikler sonucu şüpheli lezyonlar görüldüğünde, bu lezyonlardan parça alınması için endoskopi işlemi uygulanır.

  • Ailesinde (özellikle 1. Derece akrabalarında) sindirim sistemi tümör öyküsü olanlara

  • Endoskopi işlemi sonrasında genellikle herhangi bir sorun oluşmaz ancak bazı hastalarda birkaç gün boğaz ağrısı hissi oluşabilir. Verilen sakinleştirici ilaçlar nedeniyle hafif uyku hali ya da yorgunluk gözlenebilir. Ancak işlem sonrasını takip eden 48 saatlik zaman diliminde giderek ağırlaşan karın ağrısı, kusma, ağızdan kan gelmesi, ateş ve solunum zorluğu gibi durumlar söz konusu olursa vakit kaybetmeden doktora gidilmelidir.

 

Ekokardiyografi

ekoEkokardiyografi kalbin ses dalgaları yolu ile (ultrason) iç yapısının ve işlevlerinin incelenmesidir. Ses dalgalarının iletilmesini sağlayan bir alet (transdüser) vasıtası ile yapılır. Transdüser göğüs duvarının değişik yerlerine uygulanarak, kalbin duvarları ve kapakları değişik pozisyonlarda incelenir.

Temel 4 çeşit ekokardiyografi yöntemi vardır:

  • Yüzeysel (Transtorasik) Ekokardiyografi (TTE)

  • Yemek borusu yolu ile Ekokardiyografi (TÖE)

  • Stres Ekokardiyografi

  • Strain ve Strain Rate Ekokardiyografi

Yüzeysel ekokardiyografi nasıl yapılır?

Yüzeysel Ekokardiyografi yapılırken; hasta sol yan tarafa yatırılır ve hastanın göğüs kafesi üzerinde jel sürülen transdüser kalbin değişik bölgelerini incelemek üzere dolaştırılarak yapılır. Bu incelemede röntgen ışınları kullanılmaz. Aslında yüzeysel ekokardiyografi ultrason teknolojisidir. Genellikle inceleme 15 dakikada tamamlanır. Ağrısız bir işlemdir ve yan etkisi yoktur. Kalp kapakçıkları, büyük damarların (aort damarı, pulmoner arter) kesitleri ve hareketleri ekranda görülür. Sonuçlar, testi yapan doktor tarafından değerlendirilir.

Neden yüzeysel ekokardiyografi yapılır?

  • Stetoskop vasıtasıyla işitilen kalp seslerinin (üfürümler vb) kaynağını bulmak,
  • Kalp büyümesinin, açıklanamayan göğüs ağrılarınıın, nefes darlığının veya düzensiz kalp atımlarının sebebini araştırmak,
  • Kalp boşluklarının şeklini ve boyutlarını ölçmek,
  • Kalp duvarlarının kalınlıklarını ve hareketlerini kontrol etmek,
  • Kalp kapak yapılarının ve hareketlerinin net olarak değerlendirilmesi,
  • Yapay kapağın fonksiyonlarının değerlendirilmesi,
  • Kalp fonksiyonlarını değerlendirmek,
  • Kalp kasını etkileyen hastalıkları (örneğin kardiyomiyopatiler) tespit etmek için,
  • Kalbin içindeki pıhtı ve tümörlerin değerlendirilmesi,
  • Konjenital kalp hastalıkları ya da bu nedenle yapılan cerrahi girişimleri kontrol etmek,
  • Kalp krizi sonrası kalp fonksiyonlarının değerlendirilmesi için,
  • Kalbin etrafında sıvı toplanması durumunda sıvı miktarının, cinsinin değerlendirilmesi ve kalbi saran perikard zarının yapısını ve kalınlığının değerlendirilmesi,
  • Kalpten çıkan ana atar damarların (aort damarı, pulmoner arter) yapı ve çaplarının değerlendirilmesi amacıyla yapılır.

Transözofajiyal ekokardiyografi nedir?

Yaygın olarak kullanılan yüzeysel ekokardiyografi yönteminin yetersiz kaldığı bazı durumlarda yemek borusu yolu ile ekokardiyografi yapılması gerekebilir. Gastroskopiye benzer bir tetkiktir. Yemek borusu yolu ile yapıldığı için transözofajiyal ekokardiyografi.

Neden transözofajiyal ekokardiyografi yapılır?

  • Yüzeyel ekokardiyografi ile saptanan kalp içinde pıhtı, kitle veya endokardit adı verilen kalp enfeksiyonuna bağlı hastalıkların daha detaylı incelenmesi için,
  • Yapay kapakların fonksiyonlarının detaylı incelenmesi için,
  • Aort damar genişlemeleri ve yırtılmalarından şüphe edildiğinde,
  • Kalp odacıkları arasındaki zarların üzerindeki deliklerinin incelenmesinde,
  • Kalp kapak yetersizliklerinin ciddiyetinin belirlenmesi,
  • Kalp kapak tamiri veya kalp deliklerinin kapatılması ameliyatları esnasında ve sonrasında işlem başarısının değerlendirilmesi,
  • Akciğer hastalığı, şişmanlık veya göğüs yapısı gibi nedenlerle yeterli kalitede yüzeyel ekokardiyografik görüntü alınamadığı durumlarda TÖE yöntemine başvurulur.

Hasta transözofajiyal ekokardiyografi öncesi nasıl hazırlanır?

Transözofajiyal Ekokardiyografi 4-12 saatlik açlık sonrası yapılır. Alerji, astım yüksek göz tansiyonu, yutma güçlüğü, burun tıkanıklığı, yeni boğaz enfeksiyonu gibi yakınmaları olanların, yemek borusu ve mide ile ilgili sorunları olan hastaların bu durumları incelemeyi yapacak doktora haber vermeleri gereklidir.

Transözofajiyal ekokardiyografi nasıl yapılır?

Transözofajiyal ekokardiyografi yarı girişimsel bir incelemedir. İşlemden hemen önce, gerekli durumlarda damardan ilaç uygulanmasını sağlamak amacıyla damar yolu açılır. Bulantı refleksini bastırıp hastanın işleme uyumunu sağlamak amacıyla ağız ve yumuşak damak bölgesi lokal olarak anestezik bir sprey yardımıyla uyuşturulur.

İşlem ve hasta rahatlığı için damardan sakinleştirici ilaç yapılır. Tetkik sırasında hasta uyumunun sağlanamadığı durumlarda, işlemin tekrarı anestezi doktorunun kontrolünde, ilave sakinleştirici ilaçlar yardımıyla yapılır.

İşlemi yapacak olan kardiyolog tüpün nasıl yutulacağını anlatır. Ağza, hastanın tüpü ısırmaması için bir ağızlık yerleştirilir. Jel ile kayganlaştırılmış transözofajiyal ekokardiyografi probu yavaşça yemek borusundan ilerletilir. Probu yutarken, öğürme ve bulantı olması normaldir. Bu durum geçicidir. Bu sırada burundan nefes alınıp verilir.

Gerekli görülen kalp görüntüleri doktor tarafından videoya kaydedilir ve resimleri çekilir. İşlem bitiminde doktorunuz bulgular hakkında sizi bilgilendirecektir. İnceleme süresi ortalama 15-20 dakikadır. Ancak hazırlık zamanı ile bu süre 30-60 dakikayı bulmaktadır.

Transözofajiyal ekokardiyografi sonrasında dikkat edilecek hususlar nelerdir?

Tetkikten sonra boğazdaki uyuşukluk geçene kadar yaklaşık 2 saat kadar bir şey yenilip içilmemelidir. Tetkik sırasında sakinleştirmek için kullanılan ilaçlar bir süre uyku hali yapabileceği için bu durum tamamen düzelinceye kadar araç ve makine kullanılmamalıdır. Tetkik sonrasında, 1 ya da 2 gün süreyle boğazda acıma ve his kaybı olabilir. Bu geçici bir durumdur ve tedavi gerektirmez.

Stres ekokardiyografi nedir?

Stres ekokardiyografi (SE), egzersiz yöntemleriyle veya kalp atımını hızlandıran ilaçlarla yapılan bir ekokardiyografi uygulamasıdır. Egzersiz ekokardiyografi, koşu bandı efor testinde egzersiz protokolünün uygulamasından hemen önce ve hemen sonra veya bisiklet egzersiz testi yardımıyla egzersizin her aşamasında ekokardiyografik görüntülerin kaydedilmesi şeklinde yapılmaktadır. Egzersiz testinin yapılamadığı durumlarda (bacak damar hastalığı, kas kemik yapı kısıtlılığı) damar yoluyla dobutamin, adenozin, dipiridamol gibi kalp ritmi ve kasılmasını arttıracak ilaçların belli zaman aralıklarında artan dozlarla kullanılması ile ilaçlı stres ekokardiyografi yapılmaktadır.

Stres ekokardiyografi hangi durumlarda yapılır?

Kalıcı kalp pili, EKG’de sol dal bloğu, sol karıncık kalınlaşması ve EKG’de bazı özel bulguların varlığı nedeniyle (preeksitasyon) kalp hastalıklarının diğer yöntemlerle değerlendirilmesi güç olduğunda uygulanır. Miyokard kanlanma bozukluğunu ve ciddiyetini saptamak için akut kalp krizlerinden ve koroner damarlara yapılan girişimsel işlemlerden sonra risk belirlenmesi amacıyla, Kalp cerrahisi dışında cerrahi girişim uygulanacak hastalarda operasyon öncesi kardiyak risk değerlendirilmesi amacıyla uygulanmaktadır. Amaç, kalbin kasılma kapasitesini gözlemlemek, koroner yetersizlik bulgularını araştırmak ve bazı kapak hastalıklarında cerrahi karara yardımcı olabilmektir.

Stres ekokardiyografi öncesi yapılması gerekenler nelerdir?

Stres ekokardiyografi için ortalama 4-6 saatlik açlık gereklidir. Ayrıca bi 6 saatlik sürede sigara içilmemesi ve kafein içeren gıda (çay, kahve, çikolata, kola vb.) veya ilaç (bazı ağrı kesici ilaçlar kafein içerebileceğinden) alınmaması gerekir.

Bu testten 24 saat önce hastanın kullanmakta olduğu bazı ilaçların kesilmesi gerekmektedir. Buna testi isteyen doktor karar verecektir. Alınmasına izin verilen ilaçların testten 3-4 saat önce az miktarda su ile yutulmasında mahsur yoktur.

Aç kalınması istenen tüm testlerde şeker hastalarının şeker düzenleyici ilaçlarını, yemek yenmesine izin verilene kadar almamaları gerekir. SE testi bittikten hemen sonra, yemek yenebilir.

Stres ekokardiyografi nasıl yapılır?

Test hazırlığı, göğse elektrodların takılması ve damar yolunun açılmasından oluşur. Test süresi yaklaşık 1 saattir. Bu inceleme, göğsün üzerinde belli noktalardan kayıt alınarak yapılır. Kalbin dinlenme görüntüleri kaydedilir.

Tercih edilen stres yönetimine bağlı olarak egzersiz testi veya ilaçlı uygulama yapılır. Egzersiz görüntüleri alınır. Daha sonra toparlanma dönemi görüntüleri kaydedilir. Kalp ritmi, kan basıncı izlenir, EKG kayıtları alınır.

Test sırasında kalbin hızlı ve kuvvetli atması çarpıntı olarak algılanır. Bu durum normaldir. İlaçlı Test sırasında (Dobutamin uygulaması) yanaklarda sıcaklık hissi ve kızarma, saçlı deride karıncalanma gibi belirtilerde normaldir. İşlem sırasında göğüs, kol ve çenede ağrı ve huzursuzluk hissedildiğinde, baş dönmesi, göz kararması ve nefes darlığı durumlarında hemen işlemi yapan doktora haber verilmelidir.

Hasta işlemden sonra yarım saat süre ile dinlenme odasında gözlem altında tutulur. Testin yorumu, farklı fazlarda alınan görüntülerde, kalbin kasılma gücünü kıyaslayarak yapılmaktadır.

Stres ekokardiyografik incelemede elde edilen bulgular doktor tarafından hastaya anlatılır ve yazılı bir rapor halinde bir saat içinde kendisine verilir.

Stres ekokardiyografi uygulamasının riski var mıdır?

Stres ekokardiyografi güvenilir bir yöntemdir. İlaçlı stres ekokardiyografi sırasında ilaca bağlı yan etkiler nadiren görülebilmektedir. Bunlar baş ağrısı, terleme, çarpıntı, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve bulantıdır.

Nadiren kan basıncında ani düşme ve yükselme, kalpte kulakçıktan ve karıncıktan köken alan sürekli olmayan ani ritim bozulması, kalp hızında yavaşlama, işlem sırasında kalp damar kökenli göğüs ağrısı görülebilir.

 Strain oranı ve vektör hız görüntüleme ekokardiyografi nedir?

Strain, Strain oranı ve vektör hız görüntüleme ekokardiyografi, doku Doppler ultrason yöntemi kullanılarak kalbin kasılma ve gevşeme fonksiyonlarını çeşitli düzlemlerde en doğru şekilde ölçmek için geliştirilmiş en hassas, yeni ve modern bir yöntemdir. Bu yöntem özellikle kalp kasının gücünün ve kasılma fonksiyonlarının değerlendirilmesi için uygulanır. Kalp kasının çeşitli bölgeleri seçilerek bu bölgelerin stres ve istirahat anındaki boyutları ve hareketleri farklı düzlemlerle ölçülür.

Ağrısızdır ve hiçbir yan etkisi yoktur. İşlem öncesinde hiçbir hazırlığa gerek yoktur. Herhangi bir kontrast madde kullanılmaz. İşlem ortalama 15-30 dakika sürer.

Sonuçlar testi yapan doktor tarafından değerlendirilip hastaya iletilir. İşlem sonrası hasta derhal ayağa kalkıp günlük yaşamına devam edebilir.

Strain oranı ve vektör hız görüntüleme ekokardiyografi hangi durumlarda yapılır?

Kalp yetersizliği olan bir hastada kalp kasının sahip olduğu kasılma gücü en doğru şekilde hesaplanır. Bu şekilde kalp yetersizliğinin sebebi henüz normal bir gözün ayırt edebileceği seviyeden çok daha erken tespit edilir ve en uygun tedavi seçeneği saptanır.

Kalp krizi geçirmiş bir hastada hasarlı kalp kası kitlesinin belirlenmesinde ve hasarın boyutlarının tespitinde, çok hassas ölçüm olanağı sağlar. Hastaya uygulanacak kalp operasyonu öncesinde kalp kası fonksiyonlarının değerlendirilmesinde kullanılan çok önemli yöntemlerden biridir. Kalp zarının iltihaplarının tespiti ve çeşitlerinin ayrımını en güvenilir şekilde yapma olanağı verir.

Kalbin sağ ve sol yarısının eş zamanlı çalışma bozukluklarının anında tespiti ve uygulanacak tedavi ve bu tedavinin etkinlik takibi için eşi olmayan bir yöntemdir.

 

Patoloji

PatalojiEski Yunanca’daki “pathos” (hastalık) kelimesinden türetilen patoloji; hastalıklara yol açan nedenleri hastalıklı doku ve organları inceleyerek ortaya çıkartan bilim dalıdır.

Hastalıkların tedavi edilmesinde ilk adım doğru ve hızlı tanıdır. Bu nedenle patoloji diğer pek çok tıp dalı ile yakın iletişim halindedir.

Patoloji Bölümümüzdeki hekimlerimiz; meme, akciğer, endokrin, karaciğer, üro-genital sistem kanserleri ve genel tümör konseyleri toplantılarına aktif katılım ve katkıda bulunmaktadır. Bununla birlikte derinin kanser ve kanser dışı hastalıkları ile ilgili konseylerde de vakalar detaylı olarak tartışılmaktadır.

Patoloji laboratuarımızda; endoskopik, laringoskopik,bronkoskopik, prostat, meme, serviks ve cilt gibi çeşitliorgan kaynaklı ufak biyopsiler; kemik iliği, lenf bezi ve radikal rezeksiyon ile elde edilen dokular incelenmektedir.

Kolonoskopi

kolonoskopiKolonoskopi, kalın bağırsak ve rektumun incelendiği endoskopik bir işlemdir. Kolonoskopi uygulaması sırasında gerekirse kalınbağırsaktaki polipler çıkartılabilir veya laboratuvarda incelenmek üzere doku örneği alınabilir. Makattan girilerek gerçekleştirilen kolonoskopi işlemi hem teşhis hem de tedavi amaçlı yapılabilmektedir. Bağırsak ucunda ışık ve kamera olan esnek bir tüple incelenir.

Kolonoskopi; teşhis amaçlı yapıldığı gibi bağırsak kanser taraması ve polip kontrolü için de yapılmaktadır.

Teşhis Amaçlı:

  • Bağırsakta yaşanan sorunların teşhisi için kolonoskopi yapılabilir.

  • Geçmeyen karın ağrısı

  • Rektal kanama

  • Kronik kabızlık

  • Açıklanamayan kansızlık yani anemi veya demir eksikliği

  • Kronik ishal

  • Nedeni açıklanamayan kilo kaybı gibi belirtilerde kolonoskopi yapılmalıdır

Bağırsak kanseri taraması:

Hiçbir şikayet olmasa bile kolon kanseri ve rektum kanserinin erken teşhisi için kolonoskopi yapılmalıdır. 50 yaşın üzerinde her 5 yılda bir kolonoskopi önerilir. Ailesinde kolon veya rektum kanseri geçmişi olan kişiler için kolonoskopi sıklığı değişebilir.

Polip kontrolü:

Daha önce bağırsak polip sorunu yaşayan kişilerin belirli aralıklarla kolonoskopi kontrolünden geçmesi gerekebilir. Bağırsak poliplerinin erken teşhis edilerek kolonoskopi sırasında çıkarılması bağırsak kanserinden korunmanın en önemli yollarından biridir. Kolonun incelenmesini engelleyecek sayıda polip veya bağırsakların tam olarak temizlenememesi durumunda kolonoskopinin 1 yıl içinde tekrarlanması faydalıdır.

Kolonoskopi için hangi doktora gidilmelidir?

Kolonoskopi teşhis için yapılabildiği gibi tedavi amaçlı da gerçekleştirilebilmektedir. Kolon yani kalın bağırsak ve rektumun incelendiği kolonoskopi işlemi gastroenteroloji ve genel cerrahi doktorları tarafından yapılabilmektedir. Kolonoskopi konusunda deneyimli doktorların işlemi gerçekleştirmesi olası komplikasyonların önüne geçebilmektedir. Aynı zamanda kolon delinmesi gibi olası risklere karşı acil müdahale yapılabilecek merkezlerin seçilmesi gerekir.

Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı gibi iltihabi bağırsak hastalıkları olan kişilerin takibini yapan Gastroenteroloji doktorlarına danışarak kolonoskopi sıklıklarını belirlemeleri önemlidir.

Kolonoskopi riskleri nelerdir?

Kolonoskopi güvenli bir işlemdir. Ancak zaman zaman işlem sırasında veya sonrasında olumsuz durumlar oluşabilmektedir.

  • Kanama

  • İltihaplanma

  • Divertikül denilen kalın bağırsak duvarının dışa doğru fıtıklaşması

  • Şiddetli karın ağrısı

  • İşlem sırasında kullanılan sakinleştiriciye olumsuz tepki

  • Kolon veya rektum duvarında yırtılma (perforasyon)

  • Kalp veya kan damarı hastalığı olan kişilerde sorunlara neden olabilir

Kolonoskopi öncesi neler yapılmalıdır?

Kolonoskopi öncesi işlemi yapacak gastroenteroloji doktoruna;

  • Gebelik

  • Akciğer hastalıkları

  • Kalp hastalıkları

  • Diyabet

  • Kullanılan ilaçlar veya ilaç alerjisi ile ilgili bilgiler verilmelidir

Kolonoskopinin başarılı olabilmesi için bağırsakların boş olması yani temizlenmesi gerekir. Bunun için farklı yöntemler uygulanabilmektedir. Bağırsakların gerekli şekilde temizlenmemiş olması; lezyon veya polip adı verilen yapıların kolonoskopi işlemi sırasında gözden kaçmasına, kolonoskopi işleminin uzamasına(uzayan kolonoskopi riskleri de beraberinde getirebilir), kolonoskopinin tekrarlanasına neden olabilir.

Kolonoskopiye hazırlık diyeti:

Kolonoskopi işleminden önce bazı diyet ya da sıvı kısıtlamaları olabilir. Ancak bu tarz bir beslenme tarzının uygulanıp uygulanmayacağı hastaya göre değişebilmektedir. Doktor hastanın durumunu değerlendirten sonra kolonoskopi için beslenme tarzı gerekli olup olmadığına karar vermektedir. Kolonoskopi diyetinin amacı posa bırakan yüksek lifli bitkisel besinlerden uzak durulmasına dayanır. Lifli gıdaların tüketilmesi çok fazla posa bırakacağı için kolon temizliğinde sorunlar yaşanabilir.

Kolonoskopiden bir gün önce:

Katı yiyecekler tüketilmemelidir. Bunun yerine su, çay, meyve suyu tüketilebilir. Kolonoskopiden bir gün önce bir veya iki kez yoğurt tüketilebilir. Kolonoskopi sırasında kanla karışabilecek kırmızı sıvılardan kaçınmak önemlidir. Kolonoskopiden önceki gece yarısından sonra hiçbir şey yiyip içilmemelidir. Akşam saat 18.00’dan sonra doktorun tavsiye ettiği bağırsağın temizlenmesi için gerekli ilaçlar alınmalıdır.

Kolonoskopi günü:

Katı ve sıvı hiçbir gıda tüketilmemelidir. Kolonoskopi sırasında sakinleştirici anestezi kullanılacağı için sigara ve tütün ürünlerinden uzak durulmalıdır.

Kolonoskopi hazırlık ilaçları:

Kolonoskopi için bağırsakların temizlenmesini sağlayan farklı ilaçlar ve yöntemler bulunmaktadır. Kolonoskopiyi gerçekleştirecek doktor hastaya göre ilaç ve dozaj ayarlamasını gerçekleştirecektir. Uygulanacak kolonoskopi beslenmesinin yanında bağırsakların temizlenmesi için; sodyum fosfat, müshil ilaçları, macrogol etken maddesi içeren ilaçlar, mannitol, polietilen glikol gibi birçok ilaç kullanılmaktadır. Bu ilaçların Kolonoskopiden 4 saat önce bitirilmiş olması gerekmektedir. Bu ilaçların yanı sıra lavman ve bağırsak yıkama(irrigasyon yöntemi) gibi yöntemlerle de kolon temizlenebilmektedir.

Kolonoskopi nasıl yapılır?

  • Kolonoskopinin yapılacağı gün işlemden sonra rahat edebilmek için bol belli rahat kıyafetler giyilmesi önerilir.
  • Kolonoskopiye başlamadan önce hastaya sakinleşmesi için ilaç sedasyon ve ağrı kesici uygulanır.
  • İşlem sırasında hastanın arkasını açıkta bırakacak kolonoskopi pantolonu denilen bir kıyafet giyilmektedir
  • Gerekli görüldüğü durumlarda hastaya solunum, tansiyon ve kalp atış hızının takip edilmesi için vücuda elektrotlar takılabilir.
  • Hasta muayene masasına yan yatırılıp dizleri göğsüne doğru çekilerek kolonoskopi pozisyonu sağlanır.
  • Kolonoskopi pozisyonunun alınmasının ardından doktor makata kolonoskopu yerleştirir.
  • İşlemin daha rahat yapılabilmesi ve daha net bir görüntü elde etmek için doktor bağırsaklara bir miktar hava verebilir.
  • Herhangi bir anormal bölge not edilirse, kolonoskop üzerindeki özel bir aletle bir biyopsi yapılacaktır. Aynı şekilde, bir polip bulunursa, kolonoskopi üzerindeki özel bir tel halka ile polipler çıkarılabilir.
  • Kolonoskopi cihazının ucunda küçük bir video kamera içerir. Kamera görüntüleri harici bir monitöre gönderir, böylece doktor kolonunun içini daha rahat inceleyebilir.
  • Elde edilen görüntüler kaydedilip işlem bittiğinde, doktor kolonoskopu çıkarır.

Kolonoskopiden sonrası:

  • Kolonoskopi sonrası hasta hastane ortamında yaklaşık 1 saat dinlendirilir. Hastalar Kolonoskopiden sonra aynı gün evlerine gönderilir.
  • Hasta sakinleştirici aldığı için refakat etmesi için yanında bir kişinin bulunması önemlidir.
  • Kolonoskopinin yapıldığı gün otomobil sürülmemesi, önemli kararlar alınmaması ve işe geri dönülmemesi gerekir.
  • Kolonoskopinin yapıldığı gün otomobil sürülmemesi, önemli kararlar alınmaması ve işe geri dönülmemesi gerekir.
  • Ağır kaldırmak veya yorucu aktivitelerden uzak durulmalıdır.
  • Kolonoskopi sonrası dışkınızda az miktarda kan görülebilir. Genellikle kolonoskopi sonrası az miktarda kan görülmesi sorun yaratmamaktadır. Ancak kanamanın devam ettiği durumlarda doktorla görüşülmesi gerekir.
  • Günlük yaşam düşenine dönmek için 1 gün geçmesini beklemek gerekir.
  • Kolonoskopiden sonra normal beslenme düzenine geçilebilir. Ancak kolonoskopi sırasında biyopsi için doku alındıysa veya polip çıkartıldıysa doktor özel bir diyet önerebilir.
  • Kolonoskopiden sonra bol sıvı tüketilmesi önemlidir.
  • Kan sulandırıcı ilaç kullanan hastaların bir süre bu ilaçları kesmesi istenebilir. Yine de doktor önerisi olmadan kullanılan hiçbir ilaç bırakılmalıdır.
  • Kolonoskopiden sonraki belirtilere dikkat edin
  • Titreme veya ateş
  • Geçmeyen baş dönmesi ve mide bulantısı
  • Tuvalete çıkamamak
  • Dışkıda kan olması
  • Göğüs ağrısı veya kalp çarpıntısı
  • Birden fazla rektal kanama
  • Şiddetli karın ağrısı veya şişkinlik
  • Kusma gibi sorunlar yaşandığında doktorunuzla görüşmeniz gerekmektedir.
  • Özellikle şiddetli karın ağrısı, ateş, titreme, bulantı ve kusma belirtileri kolon delinmesinin belirtileri olabilmektedir.

 

HİZMETLERİMİZUzman ekibimizle size en iyi hizmeti sunmak için çalışıyoruz

DOKTORLARIMIZEkibimiz ile tanışın...

Anlaşmalı Kurumlar